Fotoğraf: Umay Umay

15 Şubat 2011 Salı

once upon a time,when i was child.

Küçücük bir oda burası
Ben kaldım..
Oda değil bana ait.
Eşyalar bensizlik kokuyor.
Kırmızının feri kaçmış , turuncu kokuyor.

Palas pandıras çöktüm metruk koltuklara
Ve gözyaşıma yansımaya başladı
Bir kısa film
Oynuyoruz göz yaşımda birlikteliği
Dinlemiyor kimse beni
Dünya durmuş o an
Zaman pes demiş düşün,
Düşüşlerime sen sebepken
Aynı zamanda beni toplarken
Film birlikte oluşu işliyor
Hepsi bir aşkın halet-i ruhiyesini anlatıyor
İronik.

“Küçücük bir kadınsın sen!”
( sarılışlar görüyoruz bir boyun mesafesi )
Seni içmek yüksek derece bağımlılık yapardı
Gözlerinde miligramlarca zifir…
Başladım solumaya
Dönencelerimi buzlar kapladı.

Sonra içimde bir kadın olduğunu anladım
Çatışmaya başladık,
Ben değil o seni kendine etti aşık.
Onun gibi öpüşmeyi bilmiyordum ben.

Ne istediğini bile bilmedin,kadın ağladı
Yalnızlığından ürküyorsun ama günahkar kalıyorum içimde
Sevgin ellerimi ceplerine sakladı.
Ait olmayan eşyalarla bir evde yalnız kalakaldım.
Şimdi olur olmaz zamanlarda gel diyorsun
Bu kadar uzakken nasıl geleyim ?

Yalnızlığım beni o kadar özgür kıldı….


Şimdi bir masanın üzerine attım zarımı
Ellerinin üstüne bir parça bıraktım.
Haberin bile olmadı
Ruhun bile duymadı
Kendimi kendime anlatır oldum
Sana yeryüzü tanrım derken , koşulsuz taparken.

Midemiz bulandı bundan,
Seni oyunun ağır kuralları
Beni zar tuttu.

Ben yürüdüm sensiz başıma bir hayalin içinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

bir şey diyeceğim