Fotoğraf: Umay Umay

27 Ocak 2011 Perşembe

Ne Kadar Eksik,O Kadar Yarım


Az sonra kırılacak;içimde olan ne varsa..
1.

...
En yarım yerimden yakaladın beni,
Hadi şimdi tutun ,kırılan vicdanımdan uzanan parmağıma
Ve yükseleceğiz göreceksin; inan bu dilimizle ıslattığımız tutkumuzla.

...
En yarım yerinden yakaladım seni,
Soruları sevmezsin , vazgeç yanıtlarımdan.
Biliyorum anlamsızlaşacak dudaklarımda herşey.
Geçmişten geleceğe kadar sarıl bana , hadi! Korkusuzca!
Acıtmadan kazıyacağım bedenine kendimi,sancısızca.
2.
...
En yarım yerimizden yakaladı zaman bizi,
Her zamanki gibi en yanlış doğrularımızla.
Uyuyamadık belki,uyanırsak biterdi.
Eksik kalan ne varsa tamamlanır bir gün belki.
Bir otel odası , biraz loş ışıkta ;
Beyaz bir gömleğin tenimle buluşmasıyla
Yarım yamalak bir hayal kurulurdu,çift kişilik yatağın tek kişilik kısmında.
8.
...
En yarım yerimden yakaladın beni,
Ufacık ağzının bir köşesinde sıkıştırdın.
Hadi boşver öteki - berikini , sokul yanıma;
Ilık ılık esen teninin musonuyla.
Aşk çok kısa bir kelime boşver sen iyisi mi ikimizi de yorma
Şimdi koy kendini eksik kalanıma;
Göreceksin,çok yakışacağız anlatamadığımız yalnızlığımıza.

20 Ocak 2011 Perşembe

Belden aşağı

Yoktan seçmeli bir ayrılık sonucu tek bir cevapla soluğunu kaybetmiş gibi acımasızca duruyor karşımda .
Ateşler içinde geçen ömrün ardından küle dönmüş bir inanç...

Ve hissizleşen sadece kalbim değil.Ellerim, avuçlarıma kinini saklamış.Avcumun içini kimse göremez.

Ve kim öğretti şimdi bana bu yalnızlığı?
Kimden duydum da inandım bu "hepsi aynı" hikayesine.
Başıma gelenlerin sorumlusu kimdi ve kim karar verdi onyedi yaşın büyütülmek için yeterli olduğuna.

Dönüp yaramı okşadım.Hangi yüce tanrı yaratmıştı bu vazgeçmişliği,artık sevemiyorumları ?Hangisiydi bunu yaratma gücüne sahip olan?

Yaşamak saydıkları rengarenk yerlere, son sigaramdan ciğerime yadigâr kalan balgamı boşalttım.Artık ne içtiğimin önemi yoktu kahkahalarıma bile tütün basarken.Tıpkı sadakâtin ihanet sayıldığı yerlerde olduğu gibi , inancımı kahve bardağımın içine attım.Son sigaramı söndürecek yer bulamadığımda yaptığım gibi.

Yatağın en sol tarafı boş kalacakken,nasıl inanmalıydım artık?

Biliyordum,nereye gidersem gideyim ve ne kadar anlatırsam anlatayım kendime,benim bile dokunamadığım o yer hep ıslak kalacak.Ben bile gidemiyorken oraya , benimle gelmeyi aklına getirme.
Büyümek istemezdim inan yaşım da tutmuyor zaten büyümeye.Ne ben inanabilirdim bundan sonra , ne de şarkıda geçen bir cümle inandırabilirdi beni artık."Tam da benim hikayem için yazmış sanki" denilen her şarkı; bir bıçak gibi kesti soluğumu bir gün.Ve ben o gün vazgeçtiğimi farkettim işte,acımasızca belirirken yaşanmışlıklar önümde...

Başıma gelenlerin tek sorumlusu benim diyerek bile inandıramam artık kendimi . İyi ki inancım bitti , ya da vazgeçmek zorunda bırakıldım.

...

Sen ise yağmur yerine yağan gökkuşağı gibi renki,vurup durmaktasın odamın penceresinden,fırlayıp çıktığın gibi yaramın hayaletinden.Karardı artık gözüm,sadakâtimin orospu muamelesi görmesi yüzünden.
Ve inancım gibi seni de fırlattım , bilmemkim tanrısının belden aşağı yerinden.