Fotoğraf: Umay Umay

25 Şubat 2010 Perşembe

Baba Yadigarı

Kalbimi kandırdım , o halde kendimi alkışlamalıyım .
Başka türlü bi acıma var içimde bu sefer .Kendime acımak gibi. Kalbimin üzerinde , yanan bi mendil taşırım şimdi , bütün karalama mektuplarından da elbise dikerim . Bu hayatta en çok çıplaklığımdan utandım ben .

Yakışmaz bana zaten , gülmek benim neyime ?
Hem her seferinde tıkanıyor kalbim benim .Oksijensiz aşkıma , fotosentez bitkileri ekip duruyorum . Evinin iki sokak altından kopardığım çiçeği suluyorum her gün gözyaşımla . Sonra yanağıma değiyor gözyaşlarım , gözlerim eriyor öfkemden ; yanaklarım utanıyor .

Soruları , kedileri ve bir dal sigarayı bavuluma koyup yine senden sana kaçıyorum . Çeyizim falan yok korkma , ebediyen gelmiyorum . Kapımızın sol yanında kediler doğuyor . Ben her seferinde seni öldürüyorum . Leblebi şekeri yiyorum .
Düştüm.
Dizlerim kanıyor , kanadıkça acıyor , gözlerime tozlar doluyor . Zaten bu yüzden ağlıyorum ya .
Bir film açıyorum. Aklıma ne geliyor anlayamıyorum , ağlıyorum . Telefonum çalıyor , sesini duyamıyorum , ağlıyorum.Duyamadıkça , sağırlaşıyorum . İç kanamalı bir hastayım gittikçe ağırlaşıyorum .

Zamanla en çok seni kaybediyorum . Kadrandan rakamar ve hayatımdan bir sen siliniyor . Yine mi kaybediyorum , derken gözlerimi siliyorum ; rimellerimin bulaştığı peçete bir kaybedişin kanıtı gibi ellerimde dururken , 'ben demiştim' in hayatta duyduğum en acımasız iki kelime oldugunu farkediyorum.Kendine acımasız iki kelime .

Artık kedim yok . Kapı kapalı oturamıyorum . İğrenç bir his ise ; hala hayatımdasın . Zaten beni bu korkular mahvediyor . Yalan var burada . En çok da yalanlar saçlarıma yapışıyor . Beş kuruş etmez yakarışlarım var artık ama içecek tek bir dal sigaram bile yok . Korkularıma tütsü yaktım .

Gözlerim acıyor . Buna da alışırım . Yeni otobüs biletlerim var . Bitik bir şişe hikaye , hiç akmayan bir rimel ve yeni bir kaç kurmaca korku satın aldım . Artık daha şanslıyım .

Belki benim kadar acıklı bir paranoyak olabilseydin , daha çok severdin beni . Korkusuz savaşçı olmak kötü . Elimde , hangisi sen hangisi ben şuanda hatırlamadığım iki tane istiridye var . Sanırım şu , sağdaki kırık olan benim ,incisi çalınmış olan .

Şimdi hepsinden daha günah bir şey yapıp , kürtaj oluyorum . ama doktor bana kollarını aç diyor . Sanırım kalbimde ölmüş birini alacak . Beni zehirlemekten başka bir işi olmayan , ölmüş birini . Anladım , beni kurtaracak .. Ama biraz geç kalmış , değil mi ?

Belki beni daha çok sevseydin , bu kadar acıklı bir paranoyak olmazdım . O zaman Ege kıyıları boyunca soluksuz çocukluğumuza koşardık . Herşeyi iki kez sormazdık emin olmak için . Belki ben , o zaman , suda akmayan rimeller kullanmazdım .

Bir erkekten bana miras kalan , titrek ellerim , bir türlü yazamadığım öykülerim ,-anti depresif- depresyona girmiş ilaçlarım var . Babam gibi eksik , annem gibi yalnız , benim gibi...Üç nokta . Benim gibi nesi olabilir ki ? Sanırım eksik . Hep eksik , hep panik ... Kendimi böyle öldüreceğim . Bir oda dolusu sigara dumanı , her yerimde baba yadigarı bir terkedilme korkusu , hep elmacık kemiklerimde bir tokat sızısı...

Biliyorum sonum kendi elimden olacak . Ama sen otur bana mürekkeplerce yalanlar yaz . Böylece ölürken kapatabilirim gözlerimi . Kediler , rimeller ve avuç çizgilerim ; ha bir de damarlarımı çatlatan sen . Amaaaan , ya da her neyse , sevmek benim neyime ?

Elimde bir sigara , herkesin şerefine.
Hep kardan adam yapacak değilim ya en beyazından ,
Teşekkür ederim korkudansevgilime.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

bir şey diyeceğim