Fotoğraf: Umay Umay

6 Mayıs 2012 Pazar

Uyandım,yandım,andım


Fotoğraf: Ahmet Ayık

Durdum birden. 1'den geriye doğdu saymak için doğruldum. Bazen bir rüya görür insan, seneler alır ayılmak.  Uyandığımda, kalemden af diledim. Yazmak istedim. Rüyalar yazılmaz, ben yine kendime
yalan söyledim. "Kelimeler bazı anlamlara gelsin istedim." Kelimeler değil miydi herşeyin başlangıcı? Ha bir de çene kemikleri. Ben çene kemiklerinden çok korkarım. Bir gülümsemeyi de,
bir "hoşça kal" ı da yine aynı kemikler doğurur. Ben birinin yüzünde, en çok onları unutmam. Sakladığım bunca kelime üzerime yürürken öfkeyle, farkettim. Kelimeler uzun zamandır ilgilenmediğim
çocuklarıma benziyorlardı.

Kendime yasaklarım var, kendime kimsesizliğim. Bir çok hiçkimsem var. Kimi şarkıların hapishanesinden firar etmişliklerim var. Yaşamaya hevesi olsa, doğumgünü de kutlardı. Saniyelerden kaçamıyor
insan. Zamandan kaçamıyorsan, daha hızlı yürüyorsun. Kimse kimsenin falına bakamaz, kimse kimsenin yanında olamaz. İçli bir kahve de yoktur aslında. Kalesi düşmüş bir kraliçenin, dizleri çürüyene
dek ettiği duaların hiçbirinde Tanrı yoktur. Benim hiç erkek çocuğum da olmadı üstelik. Keşke seni savaşta kaybetseydim. Ama ben savaşırken saklandın sen. Rüyaydı bu, uyandım galiba. Kime
yazdığımı bile bilmiyorum hala.

En çok kendi derisini yüzen insan bilir terkedişi. Ben gökyüzüne atlamak istedim. Hep aşağı mı düşmek gerekir ölürken? Yalnızlığı tercih etmekle, yalnızlığa mecbur bırakılmanın farkını bilir düşen insan.
Kendi derime düşman an'lara sahibim şimdi. Kendi kalbim, bana siktir çekti. Üzgünüm bile diyemiyorum. Uçağın camını açıp, içeri bulut almak istiyorum, annem bana kızıyor. Bulutlar gaz değil anne,
ben de çocuk değilim. Kedime bir sigara uzatıyorum, yakıverecek ansızın sanki. Sonra diyorum ona, sonra. Çünkü sonra bütün ölümlerin başlangıcıdır. Ya sonra?

Boğazını sıkasım var İstanbul'un. Kim anlayacak ki? Öldüresim var. Zaten gözyaşları mobese kameralarına takılmaz. Onlar bir tek hırsızları yakalar. Ama seni bulamazlar. Sen benim şarkımı çaldın.
Sonra biri başka bir şarkıyı çaldı ve "ölürsün" dedi. Yine de çaldım o şarkıyı, ben çalmasam yine duyulurdu. Yeryüzünden gökyüzüne intihar eden kişi ben olsaydım dedim. Sen beni bilmiyorsun, sen
şarkılardan anlamazsın, sen yazamazsın. Aylardan mayıs olması hiçbir şeyi değiştirmez. Bilirsin çimen kesiklerinin kokusu, kağıt kesiklerine benzemez.

Bir kaç dua biliyorum, adımla başlıyor. Bilmediğim bir soy adıyla son buluyor. Benim değil ama, benimmiş gibi. "Seni seviyorum" kadar edebi bir cümle daha okumadım ikinci yeni'de. Adım artık bir
anlam taşımıyor. Ben serin geçen yazlardan korkuyorum. Aynı ışık doluyor odaya, bir kasedi bir kalemle geriye sarıp dinliyorum, sonra o kalemle yazıyorum bunları. Kedim sigara kullanmıyor zaten.
Mavileri de, siyahları da siktir ediyorum. Hiç argo kullanmaya fırsatım olmayan bir adama, uzunca bir şarkı söylüyorum. Beyazları ne yaptım, bilmiyorum. Uyuyorum bu gece, sokakta adım çınlıyor.

Duruyorum birden. 1'den geriye sayıyorlar. Kabuslar içinde uyuyorum. Ağrılar içinde uyuyorum. Parkta, bomboş bir bankta uyuyorum.
Ben hala neden yazdığımı, bilmiyorum. Tüm şehir üzerine kussa da, affedebiliyorum seni.

Ansızın uyandım. Küçülen gözlerin arasında, kısa kirpikler gördüm. Gülüyor muydu, acı mı çekiyordu anlamadım.
Kimse gerçekleri duymak istemez. En azından kendinden duymuyorsa.
Uyandım. Bir yaş daha aldım. Galata'ya gittim. Kule dibine oturup, bir kahve ısmarladım.
Bir kahkaha attım, gökyüzüne yaslandım.

2 yorum:

  1. blogunun adına, yazdıklarına ölürüm. çok güzelsin, çok güzel.

    YanıtlaSil
  2. sirk ucubesi sen kimsin? seni tanımak isterim.

    YanıtlaSil

bir şey diyeceğim